2023 / 001 MÜCBİR SEBEP

Vergi Usul Kanununun 13. Maddesine göre mücbir sebep halleri;

  • Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
  • Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması;

gibi hallerdir.

“gibi” ifadesinden mücbir sebeplerin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığının anlaşılması gerekir. Zira kanunda tüm mücbir sebep hallerinin sayılması beklenemeyeceği gibi sayılsaydı uygulama alanı sayılanlarla sınırlı kalacaktı. Aynı sebepten dolayı vergi kanunlarında mücbir sebep tanımının yapılmadığını söyleyebiliriz. Her ne kadar kanunda sayılmasa da kasırga, yanardağ patlaması, don gibi doğa olayları ile savaş hatta darbe mücbir sebep hali olarak sayılabilir. Buradaki önemli husus olayın vergi ödevlerini yerine getirmeye engel olması, mükellefin bu etkiyi engelleyememesi ve olayın irade dışında gerçekleşmesidir.

Mücbir sebeplerle gecikmenin sürelere ve tarh zamanaşımına etkisi

VUK’un 15. Maddesine göre, mücbir sebeplerden her hangi birinin varlığı halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zamanaşımı işlemeyen süreler kadar uzar. VUK’un 114. Maddesine göre, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.

Zamanaşımının durmasından kasıt, mücbir sebep halinin meydana geldiği ana kadar işlemiş olan zamanaşımı süresinin işlediği noktada durması, mücbir sebep halinin ortadan kalktığı andan itibaren kaldığı yerden işlemeye devam etmesidir. Başka bir ifadeyle işlemiş süreler dikkate alınarak kalan süre için zamanaşımı işlemeye devam eder.

Mücbir sebep hallerinin tahsil zamanaşımına etkisi

Mücbir sebep halleri nedeniyle henüz tahakkuk etmeyen vergilerin ödeme süreleri uzayacağından, söz konusu uzamanın ertesi yıla sarkması durumunda ise tahsil zamanaşımının da 1 yıl daha uzaması gerektiği görüşündeyiz. Sonuç olarak izah edilen durumlar hariç mücbir sebeplerin tahsil zamanaşımına etkisi olmadığını söyleyebiliriz.

Mücbir sebep hali ceza zamanaşımını uzatır mı?

VUK’un 374. Maddesine göre,

  • Vergi ziyaı cezasında cezanın bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden; 353 ve mükerrer 355. maddeler uyarınca kesilecek usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl (114 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü ceza zamanaşımı için de geçerlidir.);
  • Usulsüzlükte, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak iki yıl;

geçtikten sonra vergi cezası kesilemez.

Ancak 336. madde hükmüne göre vergi ziyaı cezası ile usulsüzlüğün birleşmesi halinde kesilecek ceza, vergi ziyaı cezası için belli edilen zamanaşımı süresi içinde kesilir. Bu süreler içinde ceza ihbarnamesi tebliğ edilmekle zamanaşımı kesilmiş olur.

VUK’un 15. Maddesine göre mücbir sebep hali, tarh zamanaşımını işlemeyen süreler kadar uzatırken gerek VUK’un 15. Maddesinde gerekse yukarıda belirttiğimiz 374. Maddesinde ceza zamanaşımı süresini uzatacağına ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Sadece “ceza ihbarnamesinin” tebliğ edilmesi halinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Tüm bu ifadelerden mücbir sebep nedeni ile işlemeyen sürelerin ceza zamanaşımı süresine etkisi olmadığının anlaşılması gerekir.

Mücbir sebeplerin varlığının ispat külfeti

VUK’un 15. Maddesinin uygulanabilmesi için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi lazım olmakla birlikte bu ispat külfeti mücbir sebep hali kişisel olarak ortaya çıkan mükellefler içindir.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve hala enkaz kurtarma çalışmaları devam eden Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizi derinden etkileyen deprem nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 7 Şubat itibariyle, 06.02.2023 ila 31.07.2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde mücbir sebep hali olduğu ilan edildiğinden bu hususun ayrıca ispata ihtiyacı yoktur.

Mücbir Sebep hallerinde vade

VUK’un 111. Maddesine göre, Vergi, kanunlarında gösterilen süreler içinde ödenir. Ödeme süresinin son günü verginin vade tarihidir. Bu kanunun 15, 17 ve 342. maddelerinin uygulanması dolayısıyla sürenin uzaması halinde vade uzayan sürenin bittiği gündür.

Maliye Bakanlığının; mücbir sebep hali ilân edilen yerlerdeki mükelleflerin, VUK kapsamında olup, ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azamî bir yıl süreyle uzatmaya yetkisi bulunmaktadır. Bu yetki; bölge, il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de kullanılabilir. Bu suretle belli edilen günler verginin vadesi yerine geçer.

İlan edilen mücbir sebep hali süresince kanuni ve iş merkezi ve mükellefiyeti bu iller ve ilçelerinde olan mükelleflerin

  • Verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerinin verilme süreleri,
  • bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri,
  • Deprem  tarihinden önce tahakkuk etmiş, ödeme süresi mücbir sebep hali ilan edilen süreye rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi,
  • 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksit ödeme süresi,
  • Deprem tarihinden önce ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep halinin başladığı tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi

    uzatılmıştır.

    Buna göre,

  • Mücbir sebep halinin geçerli olduğu dönemde verilmesi gereken beyanname ve bildirimler 15.08.2023 Salı günü sonuna kadar verilebilecek,
  • Bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergiler ile yukarıda ifade edilen diğer vergi, ceza ve gecikme faizleri 31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir.

Bununla birlikte söz konusu yerlerde bulunan mükellefler tarafından, mücbir sebep hali süresi içerisinde verilmesi gereken 2023 yılı 1 inci geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannameleri verilmeyecektir.

Ayrıca bu yerlerde bulunan vergi mükelleflerinin vergi borçları 02.10.2023 Pazartesi günü sonuna kadar başvuru yapmaları ve gerekli şartları da taşımaları kaydıyla faiz alınmaksızın 24 aya kadar taksitlendirilecektir.

 

VUK’un 373. Maddesine göre, mücbir sebeplerden her hangi biri vukua geldiğinde vergi cezası kesilmez.

KDVK’nın 11/1-c Maddesi kapsamında ihraç kayıtlı satışlarda mücbir sebeplerle ihracatın süresinde gerçekleşmemesi durumu

İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.

Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.

İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak VUK’da belirtilen mücbir sebeplerle gerçekleşmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı AATUHK’nun 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi (21.07.2022 Tarihinden itibaren yıllık %24)   ile birlikte tahsil edilir.

İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara, Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi halinde vergi dairelerince üç aya kadar ek süre verilebilir. 

Bu hüküm VUK’un 13 ve 15. Maddeleriyle çelişmekte olup KDV Kanunu, VUK’a göre özel bir düzenleme olduğundan KDVK uygulanması gerekir. Ancak mükellefin kendisinden kaynaklanmayan ya da hükmedemeyeceği bir olaydan, tecil faiz oranıyla dahi olsa cezalandırılması vergi mevzuatında yer alan mücbir sebep halinin amacıyla örtüşmemekle birlikte bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığınca düzenleme yapılabileceği düşünülmektedir.

Mücbir Sebep nedeniyle zayi olan mallara ait KDV

KDVK’nın 30/c Maddesine göre, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi indirim konusu yapılamaz hükmü çerçevesinde mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde zayi olan mallara ilişkin olarak daha önce indirilmiş olan KDV ler için düzeltme vs yapılması gerekmez.

Mücbir sebeplerle verginin terkini mümkün mü?

VUK’un 115.maddesine göre; yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzır hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benzer afetler yüzünden:

  • Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları;
  • Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, afete maruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen Arazi Vergisi borçları ve vergi cezaları;

Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunur. Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebilir. Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahalli idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tespit eder.

6183 Sayılı AATUHK’nun 105. Maddesinde de benzer hükümler olup, terkin için bu maddede afetin vukuu tarihinden itibaren 6 aylık süre öngörülmüştür.

Mücbir sebep nedeniyle uzlaşma görüşmesine katılınamaması hali

VUK’un mücbir sebep hükümleri sebebiyle mükellefin uzlaşma görüşmelerine  katılamaması durumunda uzlaşma görüşmesi için yeni bir gün tayin edilmesi uygun olacaktır (Gelirler Genel Müdürlüğünün 03/08/2004 Tarih ve B.07.0.GEL.0.28/2810-13-2 Sayılı Özelgesi). Bu görüşü destekleyen ve aksi yönde olan yargı kararları mevcuttur.

Mücbir sebep halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtların zarar görmesi durumu ile bilgi işlem sisteminin haczedilmesi hali

1 Sıra Numaralı e-Defter Genel Tebliği’nin 7.1. Maddesine göre, e-Defter tutanlar, Vergi Usul Kanununda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir. Mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesine müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin (talep edilecek bilgi ve belgeler e-Defter Uygulama Kılavuzunda açıklanır) ibraz edilmesi halinde, mükelleflerin zayi olan e-Defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-Defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verilir.

e-Defter uygulama kılavuzunda (Versiyon 1.7, S.29) e-Defter ve beratlarının, VUK’un 13. Maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri dolayısıyla zayi olması halinde ise;

  • Özel Amaçlı YMM Raporu,
  • Ayrıca, mücbir sebep halini tevsik edici diğer belgeler (polis tutanağı, yangın raporu, teknik rapor vb.)

İstenmektedir.

1 Sıra Numaralı E Defter Genel Tebliği’nin 7.3. Maddesine göre,  e-Defter tutanlar, e-Defterlerini oluşturdukları ve muhafaza ettikleri bilgi işlem sistemlerinin haczedilmesi veya bu sistemlere yetkili mercilerce el konulması halinde, durumu en geç üç iş günü içerisinde Başkanlığa bildirmek ve kayıtlarını nasıl tamamlayacağına ilişkin ayrıntılı bir plan sunmak zorundadır.

Mücbir sebeple zayi olan cari yıl defterinin yerine noterden yenileri tasdik ettirilerek kullanılabilir mi? Dönem başından itibaren kayıtlar bu defterlere yapılabilir mi?

Zayi olan kanuni defterlerdeki bilgilerin ayrıca bilgisayar kayıtlarında yer alması halinde bu kayıtların ispat edici defter, belge ve vesika olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanların bunları kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirmeye mecbur oldukları hükme bağlandığından, su basması sonucu zayi olduğu ilgili mahkeme kararı ile ispatlanan defterlerinizin yerine kullanacağınız yeni defterlerin kullanılmaya başlanılmadan önce tasdik ettirilmesi halinde bu defterlerin VUK’un defter tutma hükümlerine uygun olarak tutulmuş defterler olarak kabul edileceği tabiidir. Ayrıca, bilgisayar kayıtlarınızda yer alan defterlere ilişkin bilgilerin yeni tasdik edilen defterlere yazılması mümkün bulunmaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 12/07/2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-944 Sayılı Özelgesi).

Mücbir sebep halleri dava açma süresini uzatır mı?

Bu konuyla alakalı İYUK ve VUK’da açık bir hüküm bulunmamakla birlikte farklı görüşler mevcuttur. Bunlardan ilki 2577 Sayılı Kanunun 31/2. Maddesinden “…Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uygulanır” hareketle mücbir sebeplerin dava açma sürelerini uzatacağı görüşüdür. Diğer görüş ise  mücbir sebepler vergi ödevlerinin yerine getirilmesine ilişkin süreleri keseceğinden, vergi ve ceza muhataplarının adlarına tarh olunan vergi ve kesilen cezalara karşı açacakları dava; dava açma sürelerini kesmeyip, dava açma mükellefin ödevlerinden sayılamayacağından, dava açma süresi hastalık veya sair mücbir sebepler halinde durmayacağı, rahatsızlığı nedeniyle davasını bizzat açamayan davacının, davasını her zaman için tayin edeceği bir vekil vasıtasıyla süresinde açabileceği şeklinde Danıştay kararları mevcuttur. Ancak bu kararın hak arama ve avukat olmaksızın kendini temsil etme özgürlüğünü kısıtladığı düşüncesindeyiz. Ayrıca mükellefin kendisinin olayın esasına  diğer herkesten daha hakim olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.

İhracat bedellerinin yurda getirilememesi durumunda hangi haller mücbir sebep sayılır? Ek süre alınabilir mi?

Bilindiği üzere, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in (Tebliğ No:2018-32/48) yürürlüğe girdiği tarihten (04.09.2018) itibaren fiili ihracatı gerçekleştirilen işlemlere ilişkin ihracat bedellerinin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemez. 180 gün azami süre olup bedellerin ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin yurda getirilmesi esastır. Söz konusu Tebliğ’in 9. Maddesinde mücbir sebepler tek tek sayılmış ve hangi belgeler aranacağı belirtilmiştir.

a) İthalatçı veya ihracatçı firmanın infisahı, iflası, konkordato ilan etmesi veya faaliyetlerini daimi olarak tatil etmesi, firma hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi, şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,

b) Grev, lokavt ve avarya hali,

c) İhracatçı veya ithalatçı memleket resmi makamlarının karar ve işlemleri ya da muhabir bankaların muameleleri dolayısıyla hesapların kapatılmasının imkânsız hale gelmesi,

ç) Tabii afet, harp ve abluka hali,

d) Malların kaybı, hasara uğraması veya imha edilmesi,

e) İhtilaf nedeniyle dava açılması veya tahkime başvurulması,

Mücbir sebep hallerinin tevsiki;

(a) ve (e) halinin yetkili mercilerden, (b) ve (ç) halinin, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya mahalli odaca tasdik edilmiş olmak kaydıyla alıcı veya ithalatçı firmadan (harp ve abluka hali hariç), (c) halinin resmi makamlarımızdan, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya muhabir bankalardan, (d) halinin ise sigorta şirketlerinden, uluslararası gözetim şirketlerinden veya ilgili ülke resmi makamlarından alınmış belgelerle tevsik edilmesi şarttır.

Mücbir sebep halleri ile ilgili olarak yurtdışından temin edilecek belgelerin dış temsilciliklerimizce veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması gerekir.

Aynı Tebliğ’in 8/4. Maddesinde “mücbir sebeplerin varlığı halinde, mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir” denmektedir. İhracat Genelgesinin Ek Süre Başlıklı 27. Maddesinde ise Tebliğin 9. Maddesine atıf yapılarak yine  mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ek süre verileceği belirtilmiştir. Dikkat edilmesi gereken husus mücbir sebeplerin tek tek sayılması ve gibi ifadesinin kullanılmamasıdır.

SONUÇ

Mücbir sebepler nedeniyle mükelleflerin bazı haklara sahip olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız hususları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

  • Mücbir sebeplerden her hangi birinin varlığı halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zamanaşımı işlemeyen süreler kadar uzar.
  • Henüz tahakkuk etmeyen vergilerin ödeme sürelerinin ertesi yıla sarkması durumu hariç olmak üzere mücbir sebeplerin tahsil zamanaşımına etkisi bulunmayacağı görüşündeyiz.
  • Mücbir sebep nedeniyle işlemeyen sürelerin ceza zamanaşımı süresine etkisi bulunmamaktadır.
  • Gerek VUK’da gerekse AATUHK’da Hazine ve Maliye Bakanlığına yetkiler verilmiş olup Kahramanmaraş merkezli depremde bu yetkilerin kullanıldığını görmekteyiz. Bu yetkiler çerçevesinde belirlenen günler verginin vadesi yerine geçmektedir.
  • KDVK’nın 30/c Maddesine göre, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki zayi olan olan mallara ait katma değer vergisi indirim konusu yapılabilir.
  • Mücbir sebeplerle verginin terkini VUK’un 115. ve AATUHK’un 105. Maddeleri çerçevesinde mümkündür.
  • VUK’un mücbir sebep hükümleri sebebiyle mükellefin uzlaşma görüşmelerine katılamaması durumunda uzlaşma görüşmesi için yeni bir gün tayin edilmesi gerekir.
  • Mücbir sebeple zayi olan cari yıl defterinin yerine noterden yenileri tasdik ettirilerek kullanılabilir ve dönem başından itibaren kayıtlar bu defterlere yapılabilir.
  • Defter ve belgelerin vergi incelemesinde ya da mahkemede oluşu mücbir sebep hali değildir.
  • Mücbir sebep halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtların zarar görmesi durumunun öğrenilmesinden itibaren 15 gün içinde mahkemeye başvurarak zayi belgesi istenmeli ve bu belgeyle GİB’e bilgi verilmelidir.
  • e-Defter tutanlar, bilgi işlem sistemlerinin haczedilmesi veya el konulması halinde, durumu en geç 3 iş günü içerisinde GİB’e bildirmelidir.
  • Mücbir sebep halleri dava açma süresinin uzatıp uzatmayacağı konusu tartışmalı olmakla birlikte uzatmayacağı yönünde Danıştay kararı vardır.
  • Pişmanlık ve Islah hükümlerinden yararlanma şartlarını taşıyan ve dilekçe veren ancak 15 günlük beyan verme süresinden önce mücbir sebep hallerinden birine muhatap olan mükellefin beyan verme süresinin uzayacağı ve vergi ziyaı cezasının kesilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz.
  • İhracat bedellerinin TPKKH 2018-32/48 sayılı Tebliğ’in 9. Maddesinde sayılan mücbir sebeplerle yurda getirilememesi ve aynı maddede belirtildiği şekilde tevsik edilmesi halinde mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir.

 

Saygılarımızla.

Vezin YMM/BD A.Ş.